6 Eylül 2013 Cuma

Yolculuk Sarısı

Sandal kokularına selam olsun,
Yolculuk sarisi bugün güneş,
Omuzu buluta değmiş..
Uykuya tok kalkınca,
Haberli habersiz misafir oluduğumuz asma kilitli fırınlar.
Komşu kadınların sohbetlerine mahkum pencere çiçekleri..
Tahta sıralarda öğretmen çocuğuydum hep,
Önlük cebimde daimi, kareli bez mendil..
Sorsalar onca vakti nasıl buldun bunca şeye diye,
Mutlu etmek için derdim..
Lakin zor zanaat solumak yıllar boyu, sabırla bu memleket havasını
Nerden mi buluyorum bunca zamanı her birine?
Huzurlu olsun diye... Kulaklarına fısıldadığım bana ait her hecede.
Bakınca fotoğrafına, utana sıkıla çağırmıştım onu dağınık odasına tek goz yüreğimin..
Yakin çağın devrimi bu belki,
Tahtından indirilişi karamsar cümlelerimin.
Adım atsam, köşe başları birer umut atölyesi
Kenarları törpülü rölyef bir çerçeve yapıyorum,
Belli belirsiz deniz atları yanları,
Köşeleri pürüzsüz, incecik parmakları gibi.
El emeği, göz nuru işliyorum sevgilerimi
Öylesine titrerim ki üstüne,
Ama sakınmam, çünkü sapasağlam olmuş olmalı narinliğine aldanmadan.
Ertelenmiş uyanışlar gibi bir his bu,
Her uyanışım bir yenilenme,
Ciğerlerime çektim çünkü güzelliğini o gülümserken...
Yolculuk sarisi bugun güneş
Varım yoğum kelimeler şu sıra
Aydınlıklar,gölgeler... Sessiz masa lambaları.
Aksam yalnızlıklarını kiran üşenmez kavuşmalar...
Elbisenin sarisi bugun güneş...

5 Eylül 2013 Perşembe

Dönüş

Tek kelime etmedi bu kez kalabalık kaldırım,
Buradaki deniz başka, sanki dalgalarında tel tel beyazlar...
Ezan sesiyle evime koşar gibiyim,
Sensizliğim,açlığımdan telaşlı,
Sol omuzumda huzurlu bir Ege yanığı,
Damağımda en son öptüğüm anin tadı var.