Yaz, kış, her mevsim belki;
Bir saat gibi zihninde taşıdın,
Aslında lacivert ama siyaha çalan bir sabah uyanışı bu.
Ağzı burnu kan içinde kavgadan gelen çocukluğun da orada..
Koşar adım evin yolunu tuttuğun akşam vakti de.
Doldur içine her birini;
Komşu kadının kapıdan kovuşunu,
Yürek cebinde taşıdığın ilk sigarını düşün,
Ellerini kesip oynadığın gazoz kapağını,
Okul önlüğünü çıkarıp attığın o kadife koltuğu,
Televizyonun evde kamu malı olduğu yılları,
Boş arsada top oynadığın günü,
Olmayandan var ettiğin ilk aşkını,
Bayramda şeker yerine para veren evin istihbaratını aldığın günleri düşün..
Uçurtmaları,
Misketleri,
Tahta oyuncakları,
Hıdırellez zamanı yanan araba tekerleğini,
Ateş üstünde her atlayışında dilediklerini,
Bisikletini,
El emeği tüf tüf tabancanı,
Köşe başı yaptığın sohbetleri hatırla,
Karnın ağrısa da yediğin erikleri,
Dama düşen çağlaları,elmaları düşün,
Ezberden çevirdiğin telefon numaralarını,
Okul bahçesinde buluştuğun kızları hatırla,
Utancını,
Çaresizliğini,
Sevincini,
Şüpheni,
Merakını,
Nefretini,
Hayallerini, hedeflerini..
Ve eksilenler olsa da, o dostlarla kaldığın yerden buluşmalarını düşün,
Camdan cama bakıştığınız o kızı,
Gökyüzünü hatırla,
Şimdikinde daha beyaz bulutları,
Yağmurları,
Pencere kenarı bekleyişleri,
Dededen kalma kitaplar düşün,
Kalemler,sararmış defterler,
Okumadığın romanları,
Başa sarıp sarıp dinlediğin o şarkıyı,
Denizleri,
Baharı,
Hiç biri olmasa da nefes aldığın şehirleri düşün,
Ağlayıp sızlanıp kalktığın günleri,
Mavisi,grisi,moru,kırmızısı,
Renksizlikleri düşün,
Sonra gözlerini,
Gördüklerini,
Hep görmezden geldiğin o iyilikleri,
Olduramadıklarını hatırla,
Ölenlerini düşün,
Parça parça kopup giden benliğini,
Anılarını,
Böyle geçmişin dediğin küfürlerini..
Kafanı kaldır,
Yaz,söyle,dinle.
Kalabalıkları düşün,
O'nu,
Hissettiklerini,
Var olduğunu,
Akıl almaz galaksileri,
Kuarkları,bozonları,fermiyonları,
Gaz ve toz bulutlarını,
Enerjiyi,
İnsanlığı düşün,
Yolları,en ücra yerleri,
Köy kahvelerini de düşün,
Alın çizgilerini,
Emek veren işçileri,
Edebiyatı,
Gece uyanıp duvara yazı yazan şairleri hatırla,
Bugün veya dün,
Kendini,
Karşılaşmaları,
Huzuru,
İnanmasan da seni düşünenleri, sevenleri,
Evrenin tam da şimdiki anını düşün,
Geçip gitti bile hızla,
Yakalama bırak neredeyse,
Tedirgin bakışlarının,
Gelen bir cümle ile
Mutluluğa döndüğü günü düşün,
Koşmalarını,yürümelerini,
Miskinliklerini,
En derin tükenmişliklerini ,
Bitmez,olmaz yada yeter dediğin akşamı,
Ben hayatta hiç yol kat etmedim diye zırvaladığın gündüzleri hatırla,
Olduğun yerde durulmuyor,
Galiba zaman diye bir de şey yok,
Sen,ben, o,
Biz,siz,onlar..
Az önceki,şimdiki ve az sonraki.
Bak az evveldi bu şiir,
Bitiyor..
Son kelimeleri..
Artık geçmişte kaldı.
23 Ekim 2015 Cuma
21 Ekim 2015 Çarşamba
Suskun
83 Ağustos'undan beri konuşmadı;
İlk ne söylerdi acaba?
Belki "çok sustum" derdi size.
Bekledim derdi.
-Merhaba
-Siz kimsiniz?
Yada "özgürlük" derdi.
"Huzur" lafı ederdi kim bilir?
İlk ne söylerdi acaba?
Belki "çok sustum" derdi size.
Bekledim derdi.
-Merhaba
-Siz kimsiniz?
Yada "özgürlük" derdi.
"Huzur" lafı ederdi kim bilir?
Hiç yapmadığı bir şeyi özleyemez belki ama,
Sitem ederdi size.
Özledim derdi.
Sitem ederdi size.
Özledim derdi.
Susun derdi...
Yeter!
Sıra bende.
Yeter!
Sıra bende.
Ellerine alırdı o günyüzü gören seslerini.
Sarılırdı onlara ardından.
Her kelimesine hatta...
"Çok şükür" derdi.
Sarılırdı onlara ardından.
Her kelimesine hatta...
"Çok şükür" derdi.
Duyan duymayan,
Biriktirdiğini söylerdi.
Doya doya gülerdi sonra.
Kaşlarını çatardı..
Haklıydı.
Biriktirdiğini söylerdi.
Doya doya gülerdi sonra.
Kaşlarını çatardı..
Haklıydı.
32 sene ...
Ve bir müddet sonra,
Ağız dolusu küfür savururdu.
Açardı ağzını lakin yummazdı gözünü.
Ve bir müddet sonra,
Ağız dolusu küfür savururdu.
Açardı ağzını lakin yummazdı gözünü.
...
Yok.
Yapmazdı.
Telaş yok..
...
Yapmazdı.
Telaş yok..
...
Senin söyleyemediğini söylerdi.
Bunca yıl diyemediğini.
Sana,bize,sizlere,onlara..
Veya o'na söylerdi.
Bunca yıl diyemediğini.
Sana,bize,sizlere,onlara..
Veya o'na söylerdi.
Sade ve içten..
İki dirhem bir çekirdek.
Gözler önünde bir anda;
"Seviyorum.." derdi mesela.
İki dirhem bir çekirdek.
Gözler önünde bir anda;
"Seviyorum.." derdi mesela.
Evet söylerdi;
Tek kelimesi ile bir mısra,bir öykü,
Bir öz geçmiş gibi
İsmi gibi bilindik..
Yazardı akıllara.
Tek kelimesi ile bir mısra,bir öykü,
Bir öz geçmiş gibi
İsmi gibi bilindik..
Yazardı akıllara.
Yada hiç konuşmazdı
Ne olacak;
Bunca sene susmuş
Sizlere mi anlatacak?
Ne olacak;
Bunca sene susmuş
Sizlere mi anlatacak?
Veya sizler gibi düşünürdü;
İlk kez konuşacak olsam
Ne söylerim diye?
İlk kez konuşacak olsam
Ne söylerim diye?
Sizler ne düşündünüz bilmeden.
Onun gibi düşünürsünüz sanırdı.
Anladı belki.
Onun gibi düşünürsünüz sanırdı.
Anladı belki.
Sustu o yüzden.
Bir umut bekledi,
83 Yazı'ndan beri
Bir umut bekledi,
83 Yazı'ndan beri
20 Ekim 2015 Salı
Ağlasam
Hüngür hüngür ağlasam...
Ama olmaz,
Yapamam.
Yanlış anlarlar,
Üzülmüş derler.
Yitip gidişim,
Paramparça oluşum bilinmez o zaman.
Ama olmaz,
Yapamam.
Yanlış anlarlar,
Üzülmüş derler.
Yitip gidişim,
Paramparça oluşum bilinmez o zaman.
28 Eylül 2015 Pazartesi
Gidelim
Ne getirirse ardımızda kalan,
Yolculuklarda yazalım..
Ağaçlar,evler,yollar
Baka baka..
Sağlı sollu yayılsın her biri
Gündüzlere yazalım..
Yolculuklarda yazalım..
Ağaçlar,evler,yollar
Baka baka..
Sağlı sollu yayılsın her biri
Gündüzlere yazalım..
Geçip gitsin o bilmediğimiz tepe,
Cama yansısın içimizdeki zehir.
Akışına düşünelim.
Gidenlerden olalım bu kez..
Ve sonra kalmalara tövbe edip,
Yine kalalım oralarda..
Cama yansısın içimizdeki zehir.
Akışına düşünelim.
Gidenlerden olalım bu kez..
Ve sonra kalmalara tövbe edip,
Yine kalalım oralarda..
Ama geri gelelim buralara.
Ki bir anlamı olsun gitmelerin.
Yine kalalım buralarda sonra biraz.
Ve hep gidelim hiç geri gelmemiş gibi.
O evleri hiç görmemiş gibi yapalım.
Ki bir anlamı olsun gitmelerin.
Yine kalalım buralarda sonra biraz.
Ve hep gidelim hiç geri gelmemiş gibi.
O evleri hiç görmemiş gibi yapalım.
Yine gidelim denizlere
Mavisi,yeşili,grisi
Yürüyelim tekrar ayni yoldan
Kaybolalım..
İlk kez gelmiş gibi.
Gidelim..
27 Eylül 2015 Pazar
Ne Fark Eder?
Vedasında saklı olurdu bütün yalnızlığı.
Kendine itiraf edebilse bir kez acımasız gerçeği.
Haykırsa olan biteni sigardan artan ciğeriyle,
O vakit damıtırdı cümleleri.
Vehayut cesaret ederdi o an,
Dönülmez bir söz söylemeye.
Kendine itiraf edebilse bir kez acımasız gerçeği.
Haykırsa olan biteni sigardan artan ciğeriyle,
O vakit damıtırdı cümleleri.
Vehayut cesaret ederdi o an,
Dönülmez bir söz söylemeye.
Ne derdi?
Acaba ne söylerdi?
Hiç bilmedi..
Çünkü söylemedi.
Yada söyleyemedi.
Ne fark eder?
Acaba ne söylerdi?
Hiç bilmedi..
Çünkü söylemedi.
Yada söyleyemedi.
Ne fark eder?
Yaşamadı mi bunu hiç?
Veya istediği gibi mi yaşayamadı?..
Kim bilir ne hissetti?
Söyleyemedi..
Belki de söylemedi naifliğinden.
Ne fark eder?
Veya istediği gibi mi yaşayamadı?..
Kim bilir ne hissetti?
Söyleyemedi..
Belki de söylemedi naifliğinden.
Ne fark eder?
Sonrası ayni..
Her biri..
Dünü bügünü veya yarını,
Saati farklı yalnızlığın sadece.
Rızası vardı olana bitene kim bilir?
Her biri..
Dünü bügünü veya yarını,
Saati farklı yalnızlığın sadece.
Rızası vardı olana bitene kim bilir?
Ne fark eder?
Sonrası sessizlik.
Hiç konuşmadı.
Heves etti,
Az doğruldu yerinden.
Duraksadı ardandan..
Konuşamadı
Veya konuşmak istemedi
Ne fark eder?
Hiç konuşmadı.
Heves etti,
Az doğruldu yerinden.
Duraksadı ardandan..
Konuşamadı
Veya konuşmak istemedi
Ne fark eder?
Sustu..
Duruşu anlamlıydı,
Bakışları derin
Lakin huzurluydu..
Yutkundu belki?
Keşke söyleseydim dedi kim bilir?
Olan oldu zaten...
Ne fark eder?
Duruşu anlamlıydı,
Bakışları derin
Lakin huzurluydu..
Yutkundu belki?
Keşke söyleseydim dedi kim bilir?
Olan oldu zaten...
Ne fark eder?
Etiketler:
akşam,
belki,
gece,
karanlık,
ne fark eder,
pişmanlık,
sebeb,
sessizlik,
söz,
umutsuzluk,
yalnızlık
8 Şubat 2015 Pazar
Zehir
Aklim zehir,
Midemim çeperini yumrukluyor bira taneleri.
Sonra biri fısıldıyor arkamdan,
Yalnızlığı anlatan cümleler gibi..
Kalk yerine yat!
Midemim çeperini yumrukluyor bira taneleri.
Sonra biri fısıldıyor arkamdan,
Yalnızlığı anlatan cümleler gibi..
Kalk yerine yat!
Camdan gelen gürültü zihnimdeki seslere galip,
Boğuşuyor dünün rüyaları gözümün önünde..
Masalar ceviz kahverengisi,
Mendilin gri beyazı göz bebeğim,
Kotu çeviri romanlar gibi çirkin..
Boğuşuyor dünün rüyaları gözümün önünde..
Masalar ceviz kahverengisi,
Mendilin gri beyazı göz bebeğim,
Kotu çeviri romanlar gibi çirkin..
Ağrı tadında bir sızı var içimde..
Az sabah olsa.
Yüzümü yıkasam,
İlk çayım şekersiz.
Su içmekten tıkanmış yüreğime serpsen,
Tuzsuz keçi peynirini.
Günaydın desem sağ yanma.
Çünkü bekledi beni
Kitap ayracı dünden nöbetçi,
Ayni sayfada kalsin diye hikayem..
Tuzsuz keçi peynirini.
Günaydın desem sağ yanma.
Çünkü bekledi beni
Kitap ayracı dünden nöbetçi,
Ayni sayfada kalsin diye hikayem..
21 Ocak 2015 Çarşamba
Bir His Var Aklımda
Aklımda bir his var.
Ellerim tutmaz söylerken,
Güneş lekesi değil bu.
Kahverengi bir cam kesiği,
Mevsimler kış olunca buz kesen yanaklarımım kırmızısı.
Sancısı sağ şakağımda,
Bir yudum dumana karışır..
Ellerim tutmaz söylerken,
Güneş lekesi değil bu.
Kahverengi bir cam kesiği,
Mevsimler kış olunca buz kesen yanaklarımım kırmızısı.
Sancısı sağ şakağımda,
Bir yudum dumana karışır..
Az biraz kaldırım grisi,
Kirli beyaz martının kanadı.
Belki ardından tek bir tebessümle,
O son can havli,
Delip geçer ilkbahar yeşili gibi toprak altından..
Nefes alır sevinçlerim.
Kirli beyaz martının kanadı.
Belki ardından tek bir tebessümle,
O son can havli,
Delip geçer ilkbahar yeşili gibi toprak altından..
Nefes alır sevinçlerim.
20 Ocak 2015 Salı
Halimiz Bu
Halimiz bu..
Belli zaman yüzüp dönünce sahillere,
Ayaklardaki kumlar temizlenir,
Dört duvar yine kumsal..
Tek serzeniş o değil ya;
Dalgalıdır deniz veya yutulan su geniz yakar..
Sürüler halinde kıyılara vururuz..
Her günün sonunda.
Ekmek alırız sonra dönerken,
Kıvırcık, az roka
Lüfer,barbun..
Hamsi ucuzdur şimdilerde..
Bir film izleriz sonra,
Pencere kenarlarında ezan sesi..
Araba ordularının istilası bitince..
Fenerler soner karşılarda.
Bir dem kapatır gözleri,
Az mola simdi yorgan döşek..
Balıklar gibi vururuz kıyılara geceleri..
Ücretli mesailer sonrası..
Balıklar ölür..
Biz nefes aliriz dört duvar huzurumuzda..
Belli zaman yüzüp dönünce sahillere,
Ayaklardaki kumlar temizlenir,
Dört duvar yine kumsal..
Tek serzeniş o değil ya;
Dalgalıdır deniz veya yutulan su geniz yakar..
Sürüler halinde kıyılara vururuz..
Her günün sonunda.
Ekmek alırız sonra dönerken,
Kıvırcık, az roka
Lüfer,barbun..
Hamsi ucuzdur şimdilerde..
Bir film izleriz sonra,
Pencere kenarlarında ezan sesi..
Araba ordularının istilası bitince..
Fenerler soner karşılarda.
Bir dem kapatır gözleri,
Az mola simdi yorgan döşek..
Balıklar gibi vururuz kıyılara geceleri..
Ücretli mesailer sonrası..
Balıklar ölür..
Biz nefes aliriz dört duvar huzurumuzda..
13 Ocak 2015 Salı
Üç Şehir
Yeşilin bir kaç tonu her yanım..
Yolumuzu kesecek gibi sağlı sollu ağaç kalabalıkları..
Tütün kolanyalı dolu minübüsler.
Geneli tenha fakat tofaş çoğunluğunda yeni otobanlar..
Tütün kolanyalı dolu minübüsler.
Geneli tenha fakat tofaş çoğunluğunda yeni otobanlar..
Samimiyeti gözlerinde bölge eşrafı.
Bir bayram günü batı karadeniz..
Cumbalı köşkün sabah kahvaltısı kaldi aklımda.
Ahşap merdiven gıcırtılarda ayak sesleri..
Akşamına bahçesindeki çardağında içtiğim sigaram..
Safran çiçeği kokulu eski hanlar vardı yokuşlarda.. Safranbolu..
Ahşap merdiven gıcırtılarda ayak sesleri..
Akşamına bahçesindeki çardağında içtiğim sigaram..
Safran çiçeği kokulu eski hanlar vardı yokuşlarda.. Safranbolu..
Sonrasında düşersen yola..
Pesin sira göğe yükselen yesil kravatlı dağların eteğinde bir şehir.
Dalganın uğultusunda bir oda salon misafir evi.
Asma köprülerin ulaştırdığı bedava bir manzara.
Turunculu morlu salatası ise balık yancısı..
Bir bordo kuyu dibi denizin kenarı..
Dolaşsan tek nefes ama vakit akıyor kayalıklardan süzülen kum taneleri gibi.. Amasra..
Pesin sira göğe yükselen yesil kravatlı dağların eteğinde bir şehir.
Dalganın uğultusunda bir oda salon misafir evi.
Asma köprülerin ulaştırdığı bedava bir manzara.
Turunculu morlu salatası ise balık yancısı..
Bir bordo kuyu dibi denizin kenarı..
Dolaşsan tek nefes ama vakit akıyor kayalıklardan süzülen kum taneleri gibi.. Amasra..
Zifiri karanlık kuytusunda bitti yol madenciler kentinde.
Goz alabildiğine gri limanlar..
Gelinlikler bile mat beyaz..
Evlerin bacaları ufluyor ciğerden is dumanı..
Her yer güzel, insan dostunu bulunca lakin..
Sarılacak bir kaç cümle.
Bir can evin ortasında..
Nefes alsın sabah koşsun günün en kış koyusunda sana doğru..
Uçları yenmiş Oğuz Atay kitapları..
Dağınık ama mutlu bir kanepe.. Zonguldak'ta bir ev.
Goz alabildiğine gri limanlar..
Gelinlikler bile mat beyaz..
Evlerin bacaları ufluyor ciğerden is dumanı..
Her yer güzel, insan dostunu bulunca lakin..
Sarılacak bir kaç cümle.
Bir can evin ortasında..
Nefes alsın sabah koşsun günün en kış koyusunda sana doğru..
Uçları yenmiş Oğuz Atay kitapları..
Dağınık ama mutlu bir kanepe.. Zonguldak'ta bir ev.
Huzurlu bir günaydın ve yolculuk yeniden.
Yollara..
Sahillerde uzun bekleyişler sonunda Istanbula..
Uzağında bıraktığın yakin sevgilere hoşçakal diyerek..
Bir nefes aldı umutsuz tenhalardan..
Bir kez daha açtı güneş sonra..
Her zaman aydınlıklar..
Gidişler,varışlar,dönüşler..
Ve hep sonunda taze yolculuklar yeni şiirlere..
Yollara..
Sahillerde uzun bekleyişler sonunda Istanbula..
Uzağında bıraktığın yakin sevgilere hoşçakal diyerek..
Bir nefes aldı umutsuz tenhalardan..
Bir kez daha açtı güneş sonra..
Her zaman aydınlıklar..
Gidişler,varışlar,dönüşler..
Ve hep sonunda taze yolculuklar yeni şiirlere..
9 Ocak 2015 Cuma
Sen
Içimde sana karşı tarifsiz bir sevgi var bugun yine
Yüreğime uzansan şöyle..
Içip koynunda uyansam rüyalardan
Sen olsam..
Günüm kitaplar olsa
Şiir olsa evimizin kapısı
Deniz olsa odamız
Ve sonra gökyüzü dünyamız..
Göz kapaklarına sığınsam
Seninle baksak bulutlara oradan..
Ama yine biz olsak hemen
Var olsak ağaçlar gibi
Yine yeşilin gölgesi
Mavinin kokusu..
Ve de ellerin olsa sesim
Her seni seviyorum deyişimde dokunsan(m) tenine..
Yüreğime uzansan şöyle..
Içip koynunda uyansam rüyalardan
Sen olsam..
Günüm kitaplar olsa
Şiir olsa evimizin kapısı
Deniz olsa odamız
Ve sonra gökyüzü dünyamız..
Göz kapaklarına sığınsam
Seninle baksak bulutlara oradan..
Ama yine biz olsak hemen
Var olsak ağaçlar gibi
Yine yeşilin gölgesi
Mavinin kokusu..
Ve de ellerin olsa sesim
Her seni seviyorum deyişimde dokunsan(m) tenine..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)