Pencereden
hayal meyal seçiliyor farlar, tenha gibi ortalık.
Kahverengililinden midir
bilinmez ama şartlanılmış yabancılaşmalarımı biraz erteledi odam.
Dünden kalan
uğultu yanımdan ayrılmadı hala, dört bir yan yekten kullanıma uygun eşyalar,
sol yanımda lambanın hafif los aydınlığı.
Olsun seçiliyor yine de tahta masanın
kalin-ince damarları, üstündeki eşya kalabalığına rağmen.
Dağınıklığa inat..
Önceki
vakitlerde olsa kağıda kaleme sarılırlardı böyle olunca belki, bir öz damlar
belki yürekten de ..düşmeden yere, ziyan olmadan tek zerre, şuracıkta aksin
sayfalara diye.
Mütemadiyen rast gelinmez aslında bu gibi ruh hallerine, ara
ara calip gitmiştir kapıları , kaçırdıysan aynisi yok. Hiç not bırakmadı
şimdiye kadar.
Kargacık burgacık yazmak yerine, yanıp sonen çubuğa dalarak
tuşlara dokunmak kolayıma geliyor.
Ne
yalan söyleyeyim, burasıdır aslında sözlerimin başlangıcı galiba..
Fotoğraflarına
baktım bir sure.. o sebeptendir beklide toplayamadım kelimelerimi, asili
kaldılar. Yürek çarptı bakarken sana, yalansız.. Etrafta bırakmaya çekindiğim ışıl ışıl mavili,beyazlı misketlerim gibi.. birazcık baktım yetti bana,
kaldırdım yerlerine ..kıyamadım.. Bir tarifi vardır aslında hislerin ilaha
ki.. ama simdi yetemedim, dağınık kalsin her zamanki gibi ne yapayım.. Zamanım var
gibi daha elbet toparlarım..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder