31 Temmuz 2013 Çarşamba

Gezgin Huzurlar

Gözlerimdeki uykusuzluğa bakarken uzamış sakallarımın gizlediği gülümseme selam etti aynanın obur ucundan.
Bir Mavi parfüm şişesi rafta ...
Sana olan en erken özlemlerim geldi aklıma..
Oda tika basa kahverengiydi o günlerde. 
Düşüncelerim, sevgi,ecnebi portakal suyu,merak,arayış ve masanın üstündeki bir kaç kelime vardı.
İyi kotu bir araya getirince onları, sen kokuyordu artık mavi şişenin güzelliği...
Gökyüzü de başkaydı. 
Kimi zaman griden ayrıydı yağmur habercisi ulağın kaftanının rengi..
Ne kadar yoksul olduğum aklıma gelir bazen. 
Çok masumum ben aslında, senden evvel seviştiğim bazı yalanları ve kuş bakisi nefretlerimi saymazsan...
Belki Masmavi değil parfüm şişesi fakat inanmış gibi maviliklere...
Senin gelişin gibi hatta. 
Tam da burnumun ucunda göz kaleminin izi.
Koşar gibi geçti önümden zaman, ama kolumdan çekti duraksayınca anlık nefesi.
Kaybetme dedi sevdalarını zerre umut kalsa bile... 
Eğer bir şiir sığıyorsa mavi bir şişeye neden yüreğin bir odasına sığdıramasın ki insan tanrı misafiri sevdaları.. Gezgin huzurları.

7 Temmuz 2013 Pazar

Doyumsuz Acizlik

Olup biteni öğrenme isteği yüzünden değil mi zaten bütün bunlar. İnsanın temel bilimleri duyduğu açlıktan bahsedecek değilim şimdi. Daha yavan bir olgu var aklımda. İnkâr edilse de başkalarının hayatlarını bilme arzusu bütün ahlak tabularına inat yapışmış insanoğlunun etine.
Bu isteğin altında belki salt merak yatsa da kimse kendine itiraf edemez gerçeği. Hal hatır sormak kadar pir-u pak bir duyguymuş gibi ikna etmişizdir çünkü aciz bedenlerimizi.
Sosyal birer ölümlü olduğumuz konusunda hemfikir olduktan sonra hiçbir engel kalmamış gibi sanki önümüzde, bilmek isteriz detayına kadar… Eş dost sohbetlerinde sözü geçen, kızın yahut oğlanın akıbeti hakkındaki suallerin naifliği değil bahsettiğim. Her şeyi öğrenmek adına, takip etmek adına, gıybet adına, harcanan boş mesailerden söz ediyorum. Yazılı kuralları varmış gibi bu safsatayı kendine hak görenler içindir kelamım. Söylediğim gibi sürekli tekrar ederim, doyumsuz acizler olduğumuzu hazmetmek gerekir önce her ne kadar zor olursa olsun. Sonrasında başlamalı nefes almaya, bu hayatın ABC’si olmalı bazı şeyler.
Yazarın da dediği gibi “ Kendi evimde otururum, kimseyi taklit etmiş değilim, kendisiyle alay etmemiş olan, her üstatla da alay ettim.”