Olup
biteni öğrenme isteği yüzünden değil mi zaten bütün bunlar. İnsanın temel
bilimleri duyduğu açlıktan bahsedecek değilim şimdi. Daha yavan bir olgu var
aklımda. İnkâr edilse de başkalarının hayatlarını bilme arzusu bütün ahlak
tabularına inat yapışmış insanoğlunun etine.
Bu
isteğin altında belki salt merak yatsa da kimse kendine itiraf edemez gerçeği.
Hal hatır sormak kadar pir-u pak bir duyguymuş gibi ikna etmişizdir çünkü aciz
bedenlerimizi.
Sosyal
birer ölümlü olduğumuz konusunda hemfikir olduktan sonra hiçbir engel kalmamış
gibi sanki önümüzde, bilmek isteriz detayına kadar… Eş dost sohbetlerinde sözü
geçen, kızın yahut oğlanın akıbeti hakkındaki suallerin naifliği değil
bahsettiğim. Her şeyi öğrenmek adına, takip etmek adına, gıybet adına, harcanan
boş mesailerden söz ediyorum. Yazılı kuralları varmış gibi bu safsatayı kendine
hak görenler içindir kelamım. Söylediğim gibi sürekli tekrar ederim, doyumsuz
acizler olduğumuzu hazmetmek gerekir önce her ne kadar zor olursa olsun.
Sonrasında başlamalı nefes almaya, bu hayatın ABC’si olmalı bazı şeyler.
Yazarın
da dediği gibi “ Kendi evimde otururum, kimseyi taklit etmiş değilim,
kendisiyle alay etmemiş olan, her üstatla da alay ettim.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder