O gün
derli topluydu evim, sağım solum. Orada burada dağılmış duran eşyaları
toplamıştım, üst üste dizdim hatta kitapları karalama defterim de yanı
başlarında. Ertelediğim işlerimi bile bitirdim satır arasında. Acelem var
çünkü… Bir an önce çıkmak istiyordum sokağa, camdan odaya dolan güneş daha bir
sıcak bugün. Biraz uzak olsa da deniz kokusu alır gibiydim.
Bir o
yana bir bu tarafa… Hiç durasım yok, zaten çoktan giymiştim mavileri üzerime
keyifle aynaya bakmamdan hemen önceydi. Gözüm yine saatte fakat sabırsızlığım
başka bugün, sen geleceksin ya…
Yüzün
solgun, inatçı güneşe rağmen soluk alıp vermekte kararsız yürüdük. Ama bilirim
seversin gökyüzünü. Anlatacaklarımı dinlemedin ki daha ondandır dedim ifaden.
Bu sefer el ele yürüdük o sokaklarda… Nalburlar, birkaç eski birahane, ev
yemekleri yediğim samimiyeti sadeliğinden gelen lokanta, yan yana hepsi… Her
yeri yara bere bir çocuk gibi Üsküdar, güzel ama kapanır elbet yaralar ki daha
kabuk bağlayıp silinecek izleri. Hatta balıkçılar çarsısının arasındaki çay
evlerinin önünden bile geçtik, ellerimiz terli etrafa bakınırken eskicilerin
arasında. Çok daha güzeldi olmuştu şimdi buralar…
Bir
gülümseme gördüm ya gözlerinde yetti bana geçen saatlere hiç aldırmadım. Gün
döndü geceye yanımdasın ya ağrılarımı ertelerim sensiz günlerime. Neden huzurlu
olmayayım ki bir günümü harcamışım senin yanında. Bilirim hikâyelerin var
gözlerinden okudum satır başlarını, günlerim senin olsun elbet zamanın var
dinlerim yüreğimi açıp senden gelen her şeyi. Sorma işte sebebini, belki
söylerim bir ara sayfalar dolusu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder